Haydi Kırıkkale, silahına sahip çık!

Bizzat Atatürk tarafından İç Anadolu’nun göbeğine, cumhuriyetimizin silah ve mühimmat ihtiyacını karşılamak için kurulan Askeri Silah Fabrikaları, tüm imkânsızlılara rağmen ülke sanayinin bel kemiği olmuş, Türkiye’yi savunma sanayinde dışa bağımlılıktan kurtarmış

Ve üzerinde kurulduğu bozkırda modern bir şehir yaratmıştır. 

Daha sonra adı Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu olarak değiştirilen,

Şehrimizin, Kırıkkale’mizin varlık sebebi bu güzide kuruluş

Çeşitli zamanlarda, kendisinin var ettiği güzel şehrimiz Kırıkkale’mizden koparılmaya çalışılmıştır.

Oysa…

O zamanın teknolojisiyle üretilen tabancalara, tüfeklere boşuna KIRIKKALE adı verilmemiştir.

Kırıkkale demek, MKE demek; MKE demek Kırıkkale demektir!

“Bir Alman Mühendisin Walther marka tabancasını, merakından, incelemek üzere emaneten alıp, ondan esinlenerek 7.65 mm’lik KIRIKKALE tabancasını “icat edip” üretebilen MKE’nin cefakâr çalışanlarıdır.”

Türk Ordusunun envanterinde bulunan birçok silahın, tüfeğin, bombanın üreticisi olan MKE, Kırıkkale gibi bir şehrin var olmasını sağlamış, bu ülkenin, bu devletin en önemli, en stratejik kurumudur. 

***

MKE kurulduğu günden itibaren işgücü ihtiyacını karşılayabilmek için Kırıkkale’de ne kadar genç varsa işçi yapılmış, belki de çok daha farklı okulları okuyup, farklı mesleklere sahip olabilecek Kırıkkale gençleri en fazla “Çırak Okulu” mezunu olarak MKE’den emekli olmuştur. Bazıları da MKE’ye öyle sıkı ve duygusal bir bağla başlanmıştır ki, çok farklı ve önemli üniversitelerin önemli fakültelerini bitirmiş olmalarına rağmen MKE’den kopamamışlardır.

***

MKE’nin Kırıkkale insanı için anlamı çok büyüktür.

Kırıkkale’de hangi haneye girerseniz girin en az bir ferdinin MKE ile alakası vardır.

MKE’nin anlamı Kırıkkale sınırlarını da aşmıştır...

Türkiye’nin dört bir yanından ekmek parası için gelenlere kucak açmıştır yıllarca MKE...

***

Zamanla, gelişen teknolojinin gerisinde kalmış olabilir MKE...

Bunun suçu koskoca bir kurumun mudur ya da çalışanların mıdır?

Yoksa belli bir dönemden sonra MKE’yi yalnızca aracı bir kurum olarak görüp, imalattan ziyade iç ya da dış piyasadan ithalata yönelten, yönlendiren politikaların mıdır?

***

MKE, alelade bir kurum gibi, salt kâr amaçlı bir şirket mantığıyla yönetilemez!

MKE’de kâr, öncelikli hedefse, o zaman her şeyden önce teknolojik gelişiminin sağlanması gerekir.

Daha da ötesi, MKE, bugünkü teknolojisiyle bile bu ülkenin ihtiyacı olan her türlü silahı, tüfeği, bombayı, barutu, çeliği, pirinci üretebilecek kapasiteye sahiptir.

İhtiyaç olan birkaç tezgâhı almak çok da zor olmasa gerek!

***

Bugün…

Milli Piyade Tüfeğini üretmek yeterliliğine sahip olmadığı iddia edilerek

MKE’nin yüzde biri ölçeğinde firma ya da firmalara bu önemli projeyi vermek hangi mantığın ürünüdür?

Kendi tüfeğini, tankını ürettirmek için güvenilmeyen,

Kendi tüfeği, tankı özel sektöre verilen bir ülkede millî silah sanayinden ne kadar söz edilebilir?

Ve…

MKE’nin Kırıkkale’de varlığı ne kadar önemliyse

Bugün için de Milli Piyade Tüfeğini (MPT) MKE’nin üretmesi bir o kadar önemlidir!

Bu mesele yalnızca MKE yöneticilerinin, çalışanlarının ya da Türk Metal Sendikasının meselesi de değildir.

Bu mesele…

Esnafıyla, memuruyla, çiftçisiyle, işadamıyla, öğretmeniyle, gazetecisiyle, yöneticisiyle topyekûn Kırıkkale’nin meselesidir.

Bu mesele bir şehrin varlık yokluk meselesidir!

Bugün MPT’yi kaybeden Kırıkkale, yarın bir gün varlık sebebi olan MKE’yi de damla damla kaybeder!

Onun için…

Haydi Kırıkkale, hep birlikte MPT’mize ve MKE’mize sahip çıkalım!