Bir Şehit Kızının Babasına İlk Mektubu

Bir Şehit Kızının Babasına İlk Mektubu

Diyarbakır'ın Silvan İlçesinde görev yaparken 16 Ocak 2001'de terör örgütüne düzenlenen bir operasyon sırasında askeri aracın şarampole yuvarlanması sonucunda şehitlik mertebesine ulaşan Jandarma Uzman Çavuş Erdal Karagöz'ün Kızı Fatmanur Karagöz, babasın

Diyarbakır’ın Silvan İlçesinde görev yaparken 16 Ocak 2001’de terör örgütüne düzenlenen bir operasyon sırasında askeri aracın şarampole yuvarlanması sonucunda şehitlik mertebesine ulaşan Jandarma Uzman Çavuş Erdal Karagöz’ün Kızı Fatmanur Karagöz, babasına yazdığı özlem dolu mektupla tüm ailesini gözyaşlarına boğdu.

Hain, bölücü terörün yetim bıraktığı ve babası şehit olduğunda olan biten hiçbir şeyden habersiz henüz altı aylık bebek olan Fatmanur Karagöz’ün mektubu, taştan da olsa kalbi olan her canlıyı harekete geçirir türden. Bir tek noktasına bile dokunmadan bu masum mektubu, vicdan sahipleriyle paylaşıyoruz:

“BABAMA”

“Merhaba baba bu sana ilk mektubum, sana çok kez içimden o kadar şeyler söylemişimdir ki ama bir türlü yazamamışımdır. Baba yazmak isteyipte yazamamak söylemek isteyipte söyleyememek ne kadar da zor. Baba bütün duygularımı özlemlerimi yazsam ne kalem mürekkebi dayanır ne de defter sayfası. Sana söylemek istediğim çok şey var be baba. Anlatmak istediğim, konuşmak istediğim, içimi açacak çok şey var baba.

Sokakta bir baba ile kızını görünce içime bir hançer gibi saplanan şeyi anlatmak isterdim baba. Mezarına gelince üzülme ordasın diye konuşmuyorum baba, burada üzülünce seni güldürürdüm, ama orda ne halde olduğunu nerden bilecem be baba. Seni çok özledim baba hem de çok. Bari rüyalarıma gel be baba. Odam resimlerinle dolu belki birisinin içinden çıkarsın da üstümü örtersin saçımı okşarsın diye baba. Hani diyorlar ya ölüler sevdiklerine gözükmezlermiş, hiçte bile baba sen ölmedin ki, sen ölmedin ki. Çünkü baba bana hep ŞEHİTLER ÖLMEZ dediler. Niye bana gözükmüyorsun? Yoksa bana kırgınmısın? Bilmeden seni üzüp kırdım mı yoksa? Yoksa baba senin beni izlediğin zamanda seni utandıracak bir şey mi yaptım, eğer yaptıysam, başını öne eğdirdiysem özür dilerim. Baba kızını affet olur mu? Olur, da karşılaşırsak bağrına bas, saçımı okşa baba benim emi. Olur, da değil elbet bir gün yanına geldiğimde sakın ola beni yanına almayı unutma, yanındayken bile senden ayırma beni baba. Yanına almazsan işte o zaman tamamen yalnız kalırım be baba. Hem de tamamen. Eğer sende unutursan şu gözü yaşlı yavrunu o zaman beni kim hatırlasın be baba?

Hani insanın bir gözü görmeyince ya da bir yeri eksik olunca kendini tamamen eksik hisseder ya sanki yanında yokmuş gibi işte öyle bir şey be baba.

Etraftaki kişiler, arkadaşın, dostların, akrabaların, işte onlar bir yara bandıyla her yanımızı yapıştırmaya sarmaya çalışır, yapıştırdıklarını zannederler onlara gülümseyince. Ama bilmezler ki yaralarımızın halen kanamakta olduğunu. Biz hissettirmeyiz, biz dediysem baba benimle aynı acıyı çekenler.

Baba daha fazla ağlayıp ta ne seni üzecem ne de kendimi zor durumda bırakacağım. Babam elbet bir gün bende o sıcak kucağa sahip olacağım, ben de baba sevgisini, baba kucağını ve baba şefkatini elbet tadacağım. Ne zaman dersen bilmem ki baba. Kaderin ipleri benim elimde değil ki…

Kendine iyi bak emi baba. Sakın üzülme, seni çok seven kızın.”



1

Liseli Gençler İftarda Buluştu

2

Limonata Günü’nde Limonatalar Başkan Türkyılmaz’dan

3

Kendisi küçük acısı büyük

4

Bina sayımızda Yüzde 59 artış

5

Ihlamur Çocuklar için Doğal bir antibiyotik

6

Ekmeğini klarnetten kazanıyor

7

Şehit yakınlarının duygusal ve mutlu günü