Bilinçaltındaki her şey tarihle bizlere ulaşır

Bilinçaltındaki her şey tarihle bizlere ulaşır

Kırıkkale Üniversitesi Tarih Topluluğu, konuşmacı olarak Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altan Çetin?in katıldığı ?İbn-i Haldun?un İzinde Tarih ve Toplum? konulu bir konferans düzenlendi.

YOĞUN KATILIM

Yahya Kemal Konferans Salonu?nda düzenlenen konferansa Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Veli Çelik, Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Fahrettin Coşkuner, Tarih Bölümü Başkan Yrd. Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı, çeşitli Fakülte ve Bölümlerden Öğretim Üyeleri ile çok sayıda öğrenci dinleyici olarak katıldı. İki saate yakın süren Konferans, Öğretim Üyeleri ve öğrenciler tarafından yoğun ilgiyle dinlendi.

İBN-İ HALDUN?U DERİN OKUMAK GEREK

İbn-i Haldun üzerinde çok sayıda önemli bilimsel çalışmaları ve eserleri olan Prof. Dr. Altan Çetin, konuşmasında İbn-i Haldun?un tarih ve toplum üzerine görüşlerini ele aldı. Konuşmasına, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy?un ölüm yıldönümünü hatırlatarak başlayan Prof. Çetin,  ?Tarih nedir, tarihten anlaşılması gereken nedir ve İbn-i Haldun?un tarihçilik anlayışı ve metodolojisi nasıldır?? başlıklarının ana hatlarını oluşturduğu bir dizi değerlendirme yaptı.  Prof. Dr. Altan Çetin özetle şunları ifade etti: ?İbn-i Haldun dediğimiz zaman şu ana kadar kafalarımızda belli bir İbn-i Haldun imajı bulunmaktadır, İbn-i Haldun?u hayatımıza değer katan, hayatımızı bir anlamda şekillendiren birisi olarak biraz daha derin okumak gerekli. Tarih, varlığımızın evidir, insan zihninde varlığımıza dair ne varsa, bilinçaltımızda ve sezgimizde barındırdığımız ne varsa, bunların uzantısı tarih aracılığıyla bizlere ulaşır. Kısaca bütün referanslarımız tarihle bir şekilde ilişkilidir. Bu bakımdan tarihçilik mesleği mevcutları malum etme sanatıdır. Tarihi bilmek var olmaktır. Tarih, içinde bizi biz yapan her şeyi barındırmaktadır. Tarihteki anlamların farkında olmak bir anlamda varlığın farkına varmaktır.?

TARİH, ÂLEMDEKİ UMRANDAN İBARET

Konuşmasını İbn-i Haldun?un Mukaddime adlı eserinden yaptığı alıntılarla sürdüren Prof. Çetin, ?Tarih?in ne olduğunu ilişkin soruyu da şu şekilde yanıtladı: ?Konumuzun tam da içeriği olan İbn-i Haldun bakın ne diyor: ?Tarih bir çağa veya nesle has haberlerin anlatılmasıdır. Tarih, âlemdeki Umrandan ibaret olan insan cemiyetinden haber vermektedir.? İbn-i Haldun?un tarih bilimine getirdiği en önemli yeniliğin Umran İlmi olduğunu belirten Prof. Dr. Altan Çetin şu şekilde konuştu: ?Ona göre Tarihçilik Felsefe gibi, Sosyoloji gibi hükümler inşa edebilecek bir bilim değildir. Mevcuttan doğru şekilde malumu bulma ilmi olmalıdır. İbn-i Haldun ?Tarih, geçmiş insan topluluklarının hayatlarıyla ilgili durumlarını, devletlerini, peygamberlerini, hükümdarları, kurmuş oldukları devletleri bize anlatan, bizi bilgili kılan bir ilimdir? der. Tıpkı günümüzdeki gibi, o zamanda değersizleşmiş olan Tarih ilminin saygınlığının yeniden canlandırılması onun için esastır. İbn-i Haldun, esasında bir Tarih tenkitçisidir. Hataları sayarak doğru olanı göstermeyi tercih eder. Geçmişte yapılan hataları ortaya çıkarmaya çalışan bir adamdır.?

Tarihçiliğin, İbn-i Haldun açısından nasıl anlaşılması gerektiğine vurgu yapan Prof. Çetin bu konuda şunları söyledi: ?Bir anlamda Tarihçilik insanların ya da mekânların, ortamların, nesnelerin bir sır, görünmez bir anlam yaydığını anlamaktır. Tarihi doğru ve yanlış olarak ayırıp, gerekliliğini tespit etmek için, her şeyden evvel şahitlikleri araştırmak ve sonra onları kontrol edip, iç ve dış tenkit yapmak lazımdır. Tarihçinin esas derdi, olayın ne olduğunu anlamaya çalışmaktır; hikâyeler anlatıp, efsaneler düzmek değil!? ?Tarih nesnesi mazi ve öznesi insan olan bir ilimdir? diyen ve İbn-i Haldun?un tarihçilik anlayışının, ?Başı sonu belli olan süreçleri, olayları, olguları yapısalcı bir biçimde incelemek? olduğunu belirten Prof. Dr. Çetin: ?Bir tarihi olay, aynıyla tekerrür etmez. Tekerrür eden insana dair olan şeydir. Tarih ne işe yarar? Sorusunun cevabını Mevlana Celaleddin Rumi en güzel şekilde ifade etmiştir: ?İnsana bir çıkış yolu göstermeyen bilgiyi, ilmi ne yapayım ben. Bilginin çıktığı yoldan bir padişah geçmeli ki faydalı olsun.? ?Eski tarihçiler ne yapmadılar da biz tarihle sağlıklı ilişki kuramadık?? sorusuna cevap arayan Prof. Dr. Altan Çetin, bunu İbn-i Haldun?un cevabı ile yanıtladı: ?İslam çağı tarihçilerinin büyükleri geçmiş gün ve asırların haberlerini topladılar. Sonradan gelen tufeyliler ise batıl ve esası olmayan rivayetleri eserlerine katıp tasvir ettiler. Olayların sebeplerini ve sonuçlarını düşünmediler. Bunlar vehim bir hata çölü içerisinde yollarını kaybettiler.?

İBN-İ HALDUN METODOLOJİSİ İYİ ANLAŞILMALI

İbn-i Haldun metodolojisinin anlaşılması gerektiğinin altını çizen Çetin, bu konuda da şunları söyledi: ?İbn-i Haldun?un metodolojisi  ?sosyal olaylar bir düşünce zeminin ürünüdür. Öncelikle bunu tesbit etmeliyiz. Sosyal olaylar statik değildir, değişme ve tekamül vardır. Her sosyal olay ortaya çıktığı toplum üyelerinin ekonomik, iktisadi ve fiziki aktiviteleri üzerine şartlanır. Devletler doğarlar, büyürler ve ölürler. İbn-i Haldun?un Umranı, sosyal gerçekliğin bilgisine ulaşmaktır. Tarihçi tarihi nasıl yazmalıdır? Gerçek hükümlerle konuşmalı ve gerçek hükümlerle yazmalıdır. Tarih yaşama hizmet ettiği ölçüde saygındır; Tarihin amacı herkesin gözünü açmak ve herkese yol göstermektir. Tarih öncelikle öze bakmalıdır.?

ÇETİN?E PLAKET

Sözlerini Şair Mehmet Akif Ersoy?un, Süleyman Nazif?e başlıklı şiirinden dizelerle sonlandıran Prof. Dr. Altan Çetin?e, Tarih Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı tarafından plaketleri takdim edildi.

TÜM SOSYAL ALANLARI KAPSAYAN ALİM

Tarih Topluluğu Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. H. İbrahim Gök, konferansla ilgili olarak şunları söyledi: ?İbn Haldun?un görüşleri, Tarih Bölümü öğrencileri için son derece kıymetlidir. Edebiyat ve Sosyoloji öğrencileri için de aynı şekilde çok değerlidir. Zaman zaman derslerde İbn Haldun?un görüşlerini tartışıyoruz. Ancak bunlar yeterli olmuyor. Öğrencilerimizin bilgi birikimini artırmak için bu gibi alternatif öğrenme yollarına ihtiyacımız var. Tarih Topluluğu olarak, bu gibi hususlarda bilimsel toplantılar düzenliyoruz ve düzenlemeye de devam edeceğiz. Üniversitemizin bu gibi konularda imkânlarını seferber etmesi gerçekten çok sevindirici. Önümüzdeki yeni yıl ve sömestr döneminde çok değerli bilim adamlarımızı ve bilim kadınlarımızı, aydınlarımızı üniversitemizin konferans salonlarında göreceğiz. Altan Çetin hocamızın sunduğu konferansın öğrencilerimiz için çok verimli geçtiğini müşahede ediyorum.?

ÖĞRENCİLER MEMNUN KALDI

Konferansa yoğun ilgi gösteren öğrenciler, Prof. Altan Çetin?le bol bol hatıra fotoğrafları çektirdiler. Gazetemize konferans hakkındaki düşüncelerini bildiren Edebiyat Bölümü öğrencisi Hüseyin Özdoğan: ?Öncelikle değerli hocamıza çok teşekkür ederim. Kendisinin ifade ettiği gibi ve Hz. Mevlana?nın deyişiyle, bizler için ?bir mum yakmış? oldu. Bundan sonra üzerimize düşen, İbn-i Haldun?u ve başka değerli tarihçilerimizi derinlemesine okumak ve onların tarih metodolojisini anlamaktır. Biz, öğrenciler olarak özellikle sosyal ilimlerde bir gerileme olduğunun farkındaydık. Fakat bunu adlandırmakta zorlanıyorduk. Hocamız İbn-i Haldun?un tarih anlayışı ile buna bir ad koymuş oldu. Konumuz tarih olunca bütün bir geçmişimiz gözümüzün önüne geliyor. Peki bu geçmişi yeniden kurup geleceğe nasıl ilerlemeliyiz? Bu güzel ve son derece objektif sunumdan şu dersi çıkardık ?Varlığımızın evi olan tarih?te kendimize sağlıklı bir yer edinmek zorundayız. Hocamız insanı insan yapan değerler olan, ontik ve ontolojik kavramlarına değindi. Edebiyat Bölümü öğrencisi olmama karşın, aynı zamanda Tarih Bölümünde Çift Anadal yaptığım için bir Tarih öğrencisi olarak da dramın tanımını şu şekilde öğrendim:  ?İnsanı insan yapan değerlerin bir ya da bir kaçının insanda yaşanmaması durumu.?. Öte yandan, insanı insan yapan değerlerin en önemlilerinden birisi ise ?tarihselliğini kurmaktır?.  Eğer bizler tarihselliğimizi kuramazsak drama düşmüş oluruz. Dram ise bir zaman sonra insanın ironik sonunu hazırlar. Nietzsche?nin birçok eserini okumama rağmen, bahsi geçen tarih mevzularını anlayamayışımı hocamız konuşurken esefle fark ettim. Var oluşçu felsefenin önde gelen isimlerinden biri olan Martin Heidegger ?yalnızca insanlar ölür, diğerleri telef olur? der. Biz de bulunduğumuz varoluşşal noktayı ancak geldiğimiz izi bilmekle teyit edebiliriz. Bu iz ise tarihte mevcuttur. Telef olmamak ve insanca yaşayıp insanca ölmek için, tarih ile bağımızı koparmamamız gerektiğini bize hatırlatan Sayın Hocamıza tekrar teşekkür ederim.? Tarih Bölümü Öğrencisi Yusuf Aykaç da, ?Yapılan bu konferans bizlere en azından şahsi olarak bana birçok şey kattı. Örneğin, Tarihsel olayları, neleri esas alarak ele alacağımız, hangi kurallar çerçevesinde değerlendireceğimiz gibi daha birçok şey. Sıkılmadan izlediğim ve merakla dinlediğim bir uygulamalı ders niteliğindeydi. Uygulamalı diyorum, çünkü Altan Çetin Hocamızın anlatış tarzı, mimikleri bizi anlatılan olayların içerisine taşıdı ve o anı yaşattı. Altan Çetin Hocamıza, Tarih Topluluğu Başkan Yardımcısı olarak teşekkürlerimi sunuyorum? dedi.

1

Tüm okullarımız kütüphaneli oldu

2

Zor ama kutsal Bir görevimiz var

3

Özel Yetenekler BİLSEM’DE buluştu

4

Sorumluluğumuzun bilincindeyiz

5

Kırıkkale MEM ödüle doymuyor

6

45 okulumuzda kütüphane yokmuş

7

Belediye’den eğitime Rehberlik hizmeti