42 AYDA 43 TESİS YAPTIM YA SİZ?

42 AYDA 43 TESİS YAPTIM YA SİZ?

Eski Sağlık Bakanı MHP Kırıkkale Milletvekili adayı Prof. Dr. Osman Durmuş 12 Haziran?da yapılacak genel seçimlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Durmuş gazetemize verdiği özel röportajda seçimin genel değerlendirmesini yaparken kendisinin yeniden

12 Haziran?da yapılacak olan seçimleri değerlendirir misiniz? Türkiye genelinde MHP?nin alacağı oy hakkındaki tahmininiz nedir?
 
 ?MHP?nin bu seçimde ki barajı yüzde 10 değildir. Yüzde 20?dir. Küçük partiler ile Milliyetçi Hareket Partisi bir değildir. Şu anki dalgalanması da yüzde 19 bandı arasındadır. Beklentimiz 3 hafta içerisinde yüzde 26?ya ulaşmaktır. Ama Genel Başkanımızın koyduğu hedef yüzde 40?dır. Bizim amacımız MHP?ye yönelecek olan merkez sağın oylarını almaktır. Yaklaşık yüzde 23 ile yüzde 28 oranında sandığa gitmeyen, siyasete küskün, iktidara kırgın insanların oylarını toplamak istiyoruz. Ülkücü hareketten de iktidarın oyunlarına gelmeden, partisini desteklemesi bizler için en önemli konulardan birisidir. Ülkücüler iktidar partisine şunu söylemelidir, Siz Ak Parti olarak, partime oyun oynuyorsunuz! Ancak benim oyum yine Milliyetçi Hareket Partisi demeleri gerekmektedir. MHP?yi istismar ederek Başbakan Erdoğan, üniversiteye girmek isteyen gençlerin karşısına 5 ? 10 bin milisini çıkarmayı göze aldı ve öğrencileri tehdit etti. MHP olarak mecliste daha etkin bir çoğunlukla temsil edilmeyi bekliyoruz. Yüzde 20?nin üzerinde bir oy bekliyoruz.?
 
 
MHP?yi meclis dışı bırakmak istiyorlar. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
MHP?yi meclis dışı bırakma planlarının tek nedeni var. Anayasa değişiklerinde de bu gözle görülür bir şekilde görüldü. Teröre bulaşmış siyasi partilerin kapatılmaması ile ilgili anayasa maddesi getirdiler. Bir madde de terörist bile olsa, milletvekilinin milletvekilliği düşmesin. Bugün Vahit Bey?i listeden siliyorlarsa o iki maddeye hayır verdiği içindir. O yasalar meclisten geçmedi. Vahit Bey?in kusuru nedir? Vatanın, milletin bölünmez bütünlüğünü savunmaktır ve terörist parti, bölücü partinin kapatılması ve bölücü milletvekilinin düşmesi yönünde oy kullandığı içindir. Bu şekilde birçok milletvekili oy kullanmadığı için 330?a düştüler ve referanduma götüremediler. Önümüzdeki anayasa oylamasında Türkiye?yi bölecek, üniter yapıyı bozacak, anayasanın değişmez maddelerini bozacak yasalar getirmeye çalışıyorlar. Milliyetçi Hareket Partisi, mecliste olursa bunu yüksek sesle dile getiremeyecekler. Amerika?nın Ortadoğu?da yapmak istediği projeye MHP engeldir. MHP Türk vatanının bölünmesine izin vermez. Kardeş kavgasına izin vermez. O halde ne yapalım edelim de MHP?yi meclise sokmayalım, biz bu projemizi geçirelim diyorlar. MHP bir dönem meclise girmese zevkten dört köşe olurlar. Tek istekleri ve gayeleri budur. Ama eğer bu olursa Türkiye hiç iyi bir yere gitmez.
 
 
Türkiye bazında MHP?nin oyu yüzde 20 dediniz? Kırıkkale bazında MHP?nin oy potansiyelinin kaç olduğunu düşünüyorsunuz?
 
Şu an beklentimiz özellikle Beşir Atalay?ın Kırıkkale?den aday yapılmasından sonra bu hafta içi beklentimiz yüzde 39 ? 40 civarlarındayız. Arzumuz ve dileğimiz Kırıkkale hemşerilerimiz biraz daha gayret gösterip bu oy potansiyelini yüzde 45?e ulaştırsınlar. Yüzde 45?e ulaştırdıkları an biz milletvekilliğinin ikisini alırız. Birini AK Parti alır, Beşir Atalay, Genel Müdür Oğuz Kaan?ın sayesinde buradan milletvekili olarak çıkar. Ama Kırıkkale daha fazlasını verirse 3-0?da yapabiliriz. Biz iki Keskin?li ile temsil ediliyoruz. Bende Kırıkkalenin bütününü kucaklayan bir milletvekili adayı olarak Kırıkkale?nin her vatandaşına hizmet ettim. Dün Kırıkkaleli olmadıklarını iddia edenler, bugün bizimle yarışıyor. Bu seçim partiler yarışması yerine, ülkenin bölünmesi, bölünmemesi, kardeş kavgasının başlayıp, başlamaması ve Kırıkkale?ye hizmeti öne alanlar ile Kırıkkale?yi tanımayanların yarışması olarak adlandırılması gerekmektedir. Bu üç ayrı maddede yarışıyoruz. Ülkenin bölünmesini istiyor musunuz? Kardeş kavgasının devam etmesini istiyor musunuz? Ve ben Kırıkkaleli değilim, Ankara milletvekiliyim diyenleri mi öne çıkaracaksınız. Bunu seçmenlerimizin unutmamaları gerekmektedir. Habur görüntülerinin mimarı, Amerika?nın isteği ile mesaj gelmişse, uygulayıcı son nokta Beşir Atalay?dır.
 
 
 
 
AK Parti?nin milletvekili adayları hakkındaki değerlendirmeleriniz nasıl? Kırıkkale?de AK Parti?nin şansını nasıl görüyorsunuz?
 
Milletvekili kimliği, kişiliği ve ilkeleri ile kendini temsil edebilecek kapasitede olmalıdır. Bugün demokratik açılım diyenler, şimdi milli birlik mücadelesi diyorlar. Buna karşı BDP ve PKK açılıma Demokratik Özerklik dedi. Anadil?de eğitim dedi. AKP?de bölücülerin temsilcisi olarak mecliste yer alan BDP?nin seçilme niteliğine sahip olmayan 7 tane milletvekilinin meclise girmesi için gerekli müdahaleleri yaptı. Bu Türkiye?de demokrasinin, hukukun, seçim kanununun ve kuralların kişilere özel, bölücülere özel, PKK?lılara özel olduğunun işaretedir. Emir Amerika?dan geliyor. Uygulamayı Tayip Erdoğan yapıyor. Köşk?te bu uygulamaya müdahil oluyor. Olay bu kadar basit. AK Parti emir almaya alışmış ve hepsi de teslimiyetçi. Kırıkkale?de ki AK Parti?nin aday listesine baktığımız zaman da MHP olarak bizlere AK Parti listesini seç deselerdi. Böyle bir liste seçemezdik. Bizim için çok güzel bir liste, Habur mimarına Kırıkkale gereken tepkiyi verecektir.
 
 
Habur konusunu biraz daha açabilir miyiz?
 
Bir devlet düşünün ki, silahlı ya da silahsız bir girişimde bulunmamış. Devletine 40 yıl boyunca askeri alanda hizmet etmiş bir kısım üniformalı askerleri Silivri?de yargılıyor. Ortada bir fiil var mı, tabi ki de yok. Diğer tarafta 30 bin kişiyi öldürmüş. Uluslar arası kamuoyu tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiş kişileri, eli silahlı kanlı militanları, çapulcuları, Amerika istiyor diye, dağdan aşağı siyaset yapmaya çağırıyorlar. Bunların karşılama törenini İçişleri Bakanlığı düzenliyor. 50 bin kişiye devlet katkı sağlıyor. Otobüsler giydiriliyor ve davullarla, zurnalarla dağdan çapulcu indiriliyor. Seslerini çıkarmasınlar diye ilk olarak Polis Akademisinin beynini yıkayarak onlara brifing verdiler. Siz buna karşı çıkmayın diyerek ilk olanak Polis Akademisinde okuyan polislerin beyinleri yıkandı. Terör örgütü binlerce polis ve askerimizi şehit etmiş, bir terör örgütünün mensuplarını karşılayacaklar. Ve diyorlar ki siz buna itiraz etmeyin. Arkasından Habur?da sanki Kıbrıs Fatihleri geliyor gibi 50 bin kişilik bir karşılama oluyor. Üstlerinde özel üniforma tarzı giyimleri ile çapulcular dağdan getiriliyor. Çadır tiyatrosu gibi mahkemeler kuruluyor, tembihlenmiş hakimler gönderiliyor, ve dünyada örneği görülmemiş bir şekilde sınır bir yerde mahkeme kuruluyor.
 
 
 
 
Dağdan inenlere sorulan soru da oldukça komik. Soru şu şekilde pişman mısınız? Dünyanın hiçbir yerinde bir hakim suçluya pişman mısın diye soru sormaz. Onlarda buna karşılık olarak, hayır biz pişman değiliz, önderimizin verdiği direktifleri sizlere vermek için buraya geldik. Yani bunun Türkçe açılımı, Bizim arkamızda olan Atlantik güç, bize öyle bir motivasyon verdi ki, Artık biz Türk hükümetine emir ve direktif getiriyoruz. Nerden geliyor bu emir, ?İmralı?dan?. Yok, yok siz pişmansınız diyorlar ve dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir senaryo gerçekleşiyor. Türk milleti Haburda?ki, bu çirkin, bu bizim içimizi kanatan, şehit ve gazi ailelerini ağlatan manzarayı temin eden Beşir Atalay ve yandaşlarına çok sert tepki gösterdi. Bugün de Atalay, Kırıkkale?ye seçime geldi. Şimdi Kırıkkale?nin tavrı ne olacak. En çok şehit veren şehrin insanları, bu Habur görüntülerinin mimarına nasıl davranacak. Cumhurbaşkanı açılım için güzel şeyler olacak dedi. Umutlanmamak için bir sebep yok diyen Başbakan Tayip Erdoğan. Yol kazası oldu diyende Beşir Atalay. Ben bugün seçimlik söylenen bu sözlerin, bu dönem AK Parti iktidara gelirse, yol kazası, ülkemizin bölünme kazası olarak tarihe geçecek. Bunu iddia ediyorum ve Allah o günleri de yaşatmasın.
 
 
 
Sizin 3,5 yıllık yaptığınız hizmetler ile AK Parti?nin 8,5 yıllık iktidarında yaptığı hizmetleri kıyaslar mısınız?
 
Biz göreve geldiğimiz dönem, 28 Şubat?ın devamında ki azınlık hükümeti vardı. Meclise Türkiye?nin en güçlü sağ partisi olarak girdik. Bütçesi olmayan bir ülke, arkasından 2.5 ay sonra en önemli ekonomik kaynağımız olan Marmara bölgesini yerle bir eden 2 deprem. O depremin oluşturduğu süreçte o ekonomik krizde ben şu hizmetleri yaptım. Tüm ilçelerimizin hastanesi oldu. Delice?nin hastanesi benim zamanımda oldu. 3.5 aylık kısa bir süreçte Balışeyh?de hastane yaptım. Çerikli?de Sağlık Meslek Lisesi?ni 2.5 ayda yaptım. Kırıkkale?de Yüksek İhtisas Hastanesi?ni üniversite binaların yanına 10 yılda değil, 10 ayda hastane diyerek, hastaneyi 10 aylık kısa bir süreçte hastaneyi içindeki tüm malzemeleri ile bitirdim. Bunun yanında Yahşihan İlçemize bir okul, 42 ayda 43 adet tesis yaptım. Bu ciddi bir iştir ve ciddi bir yatırım planıdır. Bunun yanında yaptığım hizmetleri anlatmıyorum. Yani kısacası sağlık tesisi olmayan, ilçemiz, beldemiz kalmadı.
 
 
 
Türkiye?ye yaptığınız hizmetler hakkında bilgiler verir misiniz?
 
14 adet paket hastane yapıldı. Ankara?da 500 yataklı Atatürk Hastanesi. Bağcılarda 500 yataklı Atatürk Hastanesi. Adana Seyhan?da 300 yataklı hastane. Osmaniye?de 200 yataklı hastane. Çankırı ve Kilis?te 150 yataklı hastane. Sivas Kangal?a kadar hastaneler yaptım. Ama bunların hiçbiri bütçe parası ile yapılmadı. Hepsi zamanında çar çul edilen fon kaynaklarının biriktirilmesi ile yapıldı. Bizim sayemizde ihale yasası da değişti. 10 yılda biten hastaneler, 10 ayda bitti. Bu paralarımızı Kırıkkale Özel İdareye yatırdık. Faizleri ve Bayındırlık Bakanlığından aldığım 500 Bin TL ile de 350 km köy yolu yaptım. Hala Kırıkkale?nin köy yolları benim zamanımda yapılan yollardır. İsteyen gidip Bedesten kayıtlarını inceleyebilir. Keskin Çerikli, yolları benim dönemimde yapıldı. Oğuz Kaan Bey televizyon programlarında köy yollarını yaptırdıklarını belirtti. Madem köy yollarını yaptırdınız. Birde Kırıkkale?nin yollarını yaptırsaydınız diye sormak içimden geçmiyor değil.
 
 
 
Kırıkkale Belediyesinin çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
 
Karşıyaka, Selim Özer, Osmangazi?ye gitsinler her taraf delik deşik bir vaziyette. Halk yollardan perişan. Allah Kırıkkale?nin başına bir bela, felaket gibi bir belediye başkanı vermiş. Birçok sokağın içi kilit parke, diğer tarafları tamamen topraktır.  Veli?nin elinde para yeme mekanizmaları var. Kırıkkale İçme Suyu arıtma tesisi diye. 25 trilyonluk, 16 trilyonluk ihaleler yapıyor. 50 trilyonun çok üstünde para harcadı. Kırıkkale hala berrak, içilebilir bir suyu kullanamıyor. Kırıkkale İçme Suyu tesisinde yolsuzluk var. Su filtrelerinde inanılmaz derecede çöküntü var. Ters osmoz dediğimiz filtreler var. Bunlar ilk olarak büyük havuzlarda dinlendiriliyor. İhale yapıldığında 5 ayrı memran yani suyu geçirecek zarların 4 tanesi tam anlamı ile yapılmış. Ancak biri küçük yapılmış. 6 bar basınçla suyun geçmesi gerekirken, filtreler dolmuş ve kirlenmiş. Bu nedenle suyu geçirmediği için basmışlar 9.5 bar su. 9.5 bar basıldığında ise filtreler yırtılmış ve suyu süzgeç yırtıldığı için temiz ve pak bir şekilde alamıyorlar. Bunu yapan firma ihaleye fesat karıştırmış. Şeffaf bir yarışma olmamış, görevini yerine getirmemiş. Bir kere filtreler aynı nitelikte değil. Ayrıca suyun kimyasal olarak ayrıştırılması var. Katması gereken kimyasalların hırsızlık ile kaçırıldığı iddiaları var. Bunun sonucunda şu çıkıyor. Sizler Kırıkkale?ye berrak ve içilebilir bir su veremediniz. O halde orada yolsuzluk var. Kazandığı halde ihaleyi alamayan Eyüp İşler belediyeyi mahkemeye verdi. İçişleri Bakanlığı konuyu Vali?ye gönderdi. Vali?nin yapması gereken konu ön inceleme yapmaktır. Kırıkkale Valisi bilirkişiyi üniversiteden veya başka bir kurumdan temin edecek. Burada ihaleye fesat karıştırılmış mı? İhaleye fesat karıştırılmış mı? Bunları inceletmesi lazım. Vali İçişleri Bakanlığına yazıyor. Yazıda incelemeye gerek yoktur ibaresi bulunuyor. Senin Vali olarak böyle bir yetkin yok. Suç konusu teşkil eden bir davaya konu olmuş. Sen bunun ön incelemesini yapacaksın. İncelemenin raporunu göndereceksin. O rapora göre ya Kırıkkale içilebilecek bir suya sahip diyeceksin. Ya da tersini beyan edeceksin. Bunun ikisini de yapmamış. Bunun üzerine ilgili taraf tekrar Danıştay?a gitti. Danıştay konunun, yargılanması ve yeniden incelenmesi gerektiğinin kararını verdi. Şimdi Danıştay?a da Valilik incelemeye gerek yok dedi. Vali görevini suiistimal ediyor. Veli, İçişleri Bakanlığının emri ile usulsüzlük yapıyor. Böyle bir görev yapamaz, yaptırmazlar. Bu haksızdır, bu haksızlıktır. Vali?nin tek görevi ön inceleme yaptırmaktır. Bu raporu da İçişleri Bakanlığına bildirmek ile yükümlüdür. Kırıkkale Valisi göz göre göre büyük bir suç işliyor. Kırıkkale Valisi, Kırıkkale?nin Velisi ile, Veli?nin varisi ile üçü suiistimalin içendeler. İktidar değiştiğinde bu dava görülecek. Bu dava yüce divana gidecek. Trilyonluk yolsuzlukları yapan Veli Korkmazla, Bunun incelenmesine fırsat vermeyen Beşir Atalay, ve bunu ört pas eden Vali Hakan Yusuf Güner yargılanacak. Bugün İzmir?de CHP?li belediyeleri yargılayanlar, burada ön inceleme bile yaptırmıyorlar. Çünkü burada usulsüzlük var, burada yolsuzluk var, burada hırsızlık var. Kırıkkale Kapulukaya barajından su tesislerinden gelen suyu içemiyor. Kırıkkale?de herkesi çevirdim, şebeke suyunu içiyor musunuz dedim. Sorduğum herkes ben o suyu içmem. Ben zehirlenmek istemiyorum dedi. O zaman bu paralar neden harcanıyor, neden çar çur ediliyor. İlgili ihaleyi alan şirket de bana tehdit mektubu gönderdi. Osman Durmuş tehdit yutarmış gibi. Bende beni tehdit edenleri mahkemeye verdim.  Burada ben ihaleye giren taraf değilim. Ama bir usulsüzlük ve yolsuzluk varsa, muhalefet partisinin milletvekili olarak, bana iletilen bu yolsuzluk dosyasını ilgili kurumların ilgili kişilerine incelettim. İddiaların çoğunu dile getirmedim.  
 
 
 
 
 
Kırıkkale Üniversitesi ile ilgili görüşlerinizi açıklarsanız. Üniversite?nin yaptığı çalışmaları ve şehre kattığı artıları nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Geçmiş dönemde Kırıkkale Üniversitesi rektörleri ile de tartıştım. 12 yıldır üniversite binaları bitmemiş. 9 yıldır bir AK Parti iktidarı var. Türkiye Büyük Millet Meclisi?nde gündeme getirdim. Bugün Turan Kıratlı?yı silip attılar.  Kıratlı?ye çağırdım ve üniversite binalarını birlikte bitirme çağrısında bulundum. Sen de millete bu hastaneleri ben yaptım diyerek gez dedim. Kırıkkale üniversite binalarını bitirirse 5 ? 10 bin öğrenci daha gelir. Kırıkkale?ye bir ek gelir kazanır. Esnafı ile birlikte Kırıkkale halkı yararlanabilir. Müteahhit?i ile görüştüm. Müteahhit?ine dedim ki; Bu binaların bitirilmesi için ne kadar para lazım. 18 trilyon gibi bir para lazım dedi. Bende mecliste bunu dile getirdim. O zaman Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik?ti. Yarım kalmış tesisler için devlet planlamasından ek bütçe veriliyor. Hazine Bakanı?na da söyledim ve bakalım dedi. Sonra Hüseyin Çelik inkar etti. Böyle bir söz vermedim dedi. Kırıkkale Üniversitesini ziyaret ettim. Sayın rektörümüz ile de görüştüm. Diş hekimliği fakültesi kiralık bina, Tıp Fakültesinin morfoloji binası hala barut fabrikasının arkasında yapılacak. Veterinerlik fakültesinin binası bitmiş değil. Kırıkkale?nin eski hapishanesi eğitim fakültesi olarak kullanılıyor. Bu eğitim fakültelerinin sağlamamız gerekmektedir. Kırıkkale üniversite öğrencilerine şehir içinde modern ve rahat edebilecekleri yurtlar temin etmemiz gerekmektedir. Hatta Kırıkkale, Merkez?den üniversiteye giden bir raylı sistem, ulaşım ağı yaptırmamız gerekmektedir. Öğrenciyi Kırıkkale?ye çekme adına bu tür projeleri yapmak lazım. Bu hafif raylı sistem yapılabilecek bir sistemdir. Şehrin gelişimine de bu ciddi bir katkı sağlar. Bunların hepsinin yapılması mümkünken, bana 9 yılda 9 tesisin yapıldığını gösteremezler. Bunların yaptığı acaba Yüksek İhtisas Hastanesinin inşaatını nasıl kapatabilirim diye düşünmektir. Yapsınlar, Kırıkkale için hizmet yapsınlar, ben onları ayakta alkışlarım. Ama 9 yılda benim yaptığım hastaneyi örtmek için yanına hastane yapamadılar. 1 trilyon dolarlık bir bütçe kullandınız. Bunun karşılığında Kırıkkale?ye ne verdiniz. Bizlerin görünmeyen verdiklerimiz var. MKE?nin 241 milyar dolarlık borcunu benim dönemimde Sayın Çakmakoğlu?na ben kapattırdım. Sonra modernize çalışmaları başlayacaktı. Ancak 9 yıllık iktidarları boyunca bir şey yapamadılar. Çelik fabrikası terk edilmiş bir şekilde bulunuyor.
 
 
 
 
AK Partililer Osman Durmuş 1 hastane yaptı biz 4 hastane yapacağız diyorlar . Bu iddialara cevabınız ne olacak?
 
Eski Devlet Hastanesini ve Sigorta Hastanesini yıkacaklar. Oranın yerini küresel sermaye yapacaklar. Oranın yerini büyük devasa hipermarketlere verecekler. Kırıkkale?de bir avuç küçük esnaf kaldı, onu nasıl çökertiriz, bunun mücadelesi içindeler. Oralara hipermarketleri verecekler onun için yapıyorlar. Kırıkkale?nin beklentisi aş ve iştir. Kırıkkale?ye fabrika yapsınlar. Kırıkkale?ye üretim tesisi yapsınlar. Bunlar Kırıkkale?nin hepsini hasta edecek ve o hastanelere insanlarımızı yönlendirecekler. Sağlık Bakanı 2009 yılında Londra?ya gidiyor. İngiliz Sağlık Bakanı diyor ki, Biz Avustralya?ya kamu özel ortaklığı adı altında hastaneler yaptık diyor. Size de hastane yapalım diyor. Ve 70 bin yataklı hastane sözü alıyorlar. Türkiye?de 70 bin yataklı hastane yapacaklar. Niye, onlar küresel güç olarak AK Parti iktidarını destekliyor. Ve diyarlar ki siz sağlığa yatırım yaparsanız iktidarda kalırsınız. Malatya Devlet Hastanesi ve Sigorta Hastanesi yıkılıyor. Yerine hipermarket yapılıyor. Kayseri?de hastane yapılıyor, hipermarket yapılıyor. Kırıkkale?de de uygulama bu.
 
 
Uzun süre milletvekilliği ve bakanlık yaptınız. Ne kadar malvarlığınız var?
 
Benim bir buçuk evim var diyelim. Havaalanı civarında Türk Metal?in kurduğu bir kooperatif vardı. Orada kooperatife üye oldum ve o evi aldım. 2002 yılında aldım. Onun borcu yok. Ankara?da bir arkadaşa kızdım ve Ankara?dan yine bir ev aldım. Milletvekilleri seçilmediğim dönemlerde Tıp Merkezim vardı. Garanti Bankası?ndan 220 milyar lira kredi çektim. 10 yıl taksit ile ödeme planı yaptım. Geçen yıl borcu yerinden yapılandırdım. Bu seçim için Halk Bankası?ndan 50 bin TL kredi çektim ve bu seçimi de onunla idare edeceğim. Arabama gelince kullandığım bir Ford Focus marka otomobilim var. Kızım evlendi ve İstanbul?da. Onların kendi evleri var. Benimle alakası yok. Bunu niye söyleyemiyor diyebilirler. Eşimin, kızımın, oğlumun üzerine bir tek mal varlığım yok. İkinci evimin borcunu daha bitiremedim. Eğer milletvekili olarak seçilemezsem evin borcunu nasıl ödeyeceğim diye düşünüyorum.
Sosyal çevresi geniş bir insanım. Gerek siyaset gerek ise diğer unsurlardan dolayı ameliyat ettiğim birçok insan var. Ama bugüne kadar hastalarımdan bir kuruş bile para almadım. Hastalarımdan para almadığım için, milletvekilliği ve bakanlığım döneminde yolsuzluk yapmadığım için benim yüksek miktarda param ve mal varlığım olmadı. 2 yıl özel muayene bürosu açtım. O dönemde gelen hastalarımdan sadece 2 yıl cuzi yani bu zamanın her muayene de 50 TL veya gönlünden ne koparsa şeklinde ücret alıyordum. Almak mecburiyetim vardı, çünkü o muayene bürosu da kiraydı. Onun dışında üniversite hastanesinde ve Ankara hastanesinde hiçbir ücret almadım. Zaman zaman hemşerilerim karşıma çıkar ve beni sen ameliyat ettin der. Bende basın mensuplarının yanında. Senden bir ücret aldım mı derim? Karşımdaki hasta da almadım der ve o kanıyı da canlı olarak, gazetecilerin önünde teyit ettiririm.
 
 
 
Sizin adaylığınız henüz kesinleşmemiş iken MHP tabanında bir rahatsızlık vardı. Şu an rahatsızlık hala devam ediyor mu?
 
MHP tabanı demeyelim. MHP?de milletvekilliği düşünenler arasında bir rahatsızlık vardı. Çünkü karşılarında Osman Durmuş var, Eski Bakanlık yapmış falan. Ben parti teşkilatı ile toplantı yaptım. Dedim ki bana öyle bir aday çıkarın ki, 3 adaydan iki si kesinlikle milletvekili olsun. Bu konuda bana söz verin, ben aday olmayacağım. Bir tane çıkacaksa, benim neden önümü kesme düşünceleri var. Benim hizmet eksiğim yok, tanıtılmaya ihtiyacım yok. O zaman ben devam ederim. İstanbul İl Başkanı İhsan Barutçu iki dönem bana İstanbul?dan 1. sıra milletvekili adaylığı teklif etti. Hatta İl Divan Teşkilatında bana İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığı teklif edildi. Ben dedim ki, Genel Başkanımız emrederse ben bu görevleri yaparım. Genel Başkanımızda, Osman Bey?i yormayalım dedi. Şimdi benim milletvekili seçilmem için yer problemim yok. 9 yıldır bu iktidar Kırıkkale?yi çökertti. Mehmet Durmuş?un pirinç fabrikasında işi olmasaydı, üniversiteyi okuyamazdım. Profesör olamazdım. Kırıkkale?ye hala benim vefa borcum var. Kırıkkale?ye hala canla başla hizmet etmek ve Kırıkkale?yi kalkındırmak istiyorum. Ama benden sonra gelenler Kırıkkale?ye hizmet etmediler. Kırıkkale?de benim yaptığım hizmetleri de bozmaya çalıştılar. Ben son kez adayım, bundan sonra aday olmayacağım.
 
 
Kırıkkale?den yeniden adaylık için Devlet Bey ile hiç görüştünüz mü?
 
Hiçbir şekilde Genel Merkez?in yanından bile geçmedim. Ancak bir şekilde Genel Başkanımız ile görüştüm. İzin verin Kırıkkale?den aday olayım. İzin verin başka bir yerde değerlendirin. İzin verin iktidar olalım, o zaman değerlendirin ya da hiçbir şekilde değerlendirmeyin dedim. AK Parti?nin ve Recep Tayip Erdoğan?ın bana karşı soğuk bir tutumu var. Araya fitne karıştırıp, benim Kırıkkale?den tekrar seçilmemem için ellerinden geleni yapıyorlar. Başbakan?ın bir sözü var. Osman Durmuş?u Kırıkkale?den seçtirmeyin diyor. Sonra Kırıkkale?de bir anket yaptırıyor. Osman Durmuş neden Kırıkkale?den seçiliyor diye. Kırıkkale?nin görevi hizmet eden ile hizmet edeni seçtirmeyenin arasında seçim yapmasıdır. Benim hemşerilerim benden rahatsız ise beni seçmeyebilirler. Asla kimse beni seçsin diye bir iddianın içinde olmam. Karar yüce Türk milletinin, yüce Kırıkkale halkının. Habur sorumlularına karşı,  vatan bütünlüğünü konusunda hassasiyetleri olan, ailesinde iki şehidi olan, Kırıkkale?nin verdiği imkanları hiç istismar etmeyen, eline geçirdiği tüm imkanları hemşerileri için kullanan bir Osman Durmuş?u da seçerlerse tabi ki bundan gurur duyarım. Ben Kırıkkale?den son kez adayım ama, hizmete yine devam edeceğim. Kırıkkale?den kopacağım demiyorum. Ben iddia ediyorum. Milletvekili oldum, hizmeti de sürdüreceğim, Kırıkkale Belediye Başkanının bu kadar suiistimalinden sonra Adam gibi bir adamı Kırıkkale?de belediye başkanı yaptırmak için canla başla savaşacağım. Kırıkkale?nin tanıdığı ve sevdiği bir kişiyi Belediye Başkanı yapmak için çalışacağım.  Benden sonra Kırıkkale?de siyaset yapacaklar da, kendi ceplerine değil, Kırıkkale?ye hizmet etsinler diye adam gibi adamların seçilmesi için yine partimde mücadele edeceğim.
 
 
Milletvekilliği aday adaylığı döneminde Kırıkkale?de MHP tabanı olarak neler yaşandı. Osman Durmuş?un yine 1. Sıra olmasındaki en büyük etken neydi?
 
 
 
Adaylığa müracaat serbestti. Kırıkkale?de 10 kişi müracaat etti. 10 kişiyi Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı profesyonel anketörler yardımı ile halka sordu. Sonra Kırıkkale delegelerinin her birine bir şifre verdi. Ve şifreyi yalnız delege biliyordu. Bilgisayar ortamında şifresini girerek oy kullandı. Oydan sonra bu sıralama bu hale geldi. Dolayısıyla aday olmayı düşünen arkadaşlar, üzüldüler. 10 kişi olunca keşke bizde olsaydık dediler. Bu bir kısmettir, kader meselesidir. Benim hiçbir zaman Kırıkkalelilerin oyunu ipotek altına alma şansım olmadı. Tercih Allah rızası için ülkenin menfaatleri doğrultusunda, milletin bütünlüğünü sağlayanlarla, Kırıkkale?ye ihanet edenleri aynı kefeye koymamalarını bekliyoruz. AK Parti?nin önemli yetkililerinin 3?0 yapacağız, Osman Durmuş?da partimizin hizmetlerini görse AK Parti?ye oy verir gibi söylemleri var. AK Parti hadi 3?0 yapsın bakalım nasıl yapıyor.
 
 
 
Seçmenlerin sizden bekledikleri ve istekleri nelerdir?  
 
 
Kırıkkale?de çok büyük bir işsizlik sorunu var. İkinci sorun engelli, hasta ve rapor almak isteyenlerin çektikleri sıkıntıdır. Valilik maaş isteyenlere maaş vermiyor. Yani yaptıkları işi yarım yapıyorlar. Belediye?de aylarca, yıllarca çalışmış, ama 23 milyar alacağı olan kişileri sokağa atmışlar. Bir sürü işsiz işçi var. Bunlar, çocuğunun rızkı için çalışanlardır. Siz bizim partimizden değilsin diye, bu adamları atmışlar. Biz hiçbir gün, Kırıkkale?de bize gelen vatandaşlara, Sen AK Partiden misin, CHP?den misin, MHP?den misin diye sormadık. İş adamı arkadaşlarımıza rica ediyoruz, Bu hemşerimize iş verin. Niçin bunu diyoruz, Kırıkkale?de öncelikle aş ve iş problemi var. O nedenle MHP?nin 2011 programı 73 katrilyonluk, sosyal yapıyı ayağa kaldırma projesi vardır. Biz vatandaşlarımıza, iş, aş, vaat ediyoruz. Hilal Kart projemiz var. Hilal Kart projesi ile vatandaşlarımız sadece küçük esnafımızdan alacak. Sosyal adaletin temsili için, Ahi geleneğinin devam etmesi için, Ben siftah yaptım, komşumdan al diyen bir anlayışın devam etmesi için bu projeyi uygulayacağız. Diyoruz ki ey yoksul kardeşim, sana iş ve aş bulana kadar, Hilal Kart?tan en az 650 TL gibi bir parayı, bankana yatıracağız. Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek şekilde, gidip rahatlıkla, gururunu incitmeden bankadan para çeken gibi Hilal Kart?tan maaşını alacak. Biz birilerinin yaptığı gibi kameralar ile evlere girmeyeceğiz. Küçük esnafı da kalkındırmak istiyoruz.
 
 
Domuz gribi ve kuş grubu vakalarında devletin paraları resmen çöpe atıldı. Bu konu hakkında düşünceleriniz nelerdir?
 
 
Bu bir küresel projedir. Bu bir mühendislik projesidir. Vatanı ve toprağı asker beklemez. Vatanı ve toprağı köylü bekler. Ye merasıdır, ya bahçesidir, ya tarlasıdır. Köylü arazisini her şekilde bekler. Köylüğü nasıl kovalayacaksınız. Hemen söylüyorum. Hükümet olarak süt ve süt ürünlerini öldürdünüz. Hayvan yemlerini artırarak hayvancılara eziyet çektirdiniz. Köylü yine devam etti ve ısrarcı olarak arsasından çıkmadı. Köylünün en son dayanabileceği bir kümesi ve onun içindeki tavukları kaldı, onunda yumurtası ile besleniyor veya geçimini sağlıyor. Bunlarla köyde yaşamayı kendine yeterli buluyor. Köylüğü toprağından çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar ve sonunda köylüyü çıkardılar. Hatırlayın Kırıkkale milletvekilleri Köprüköy?de 3.500 dönüm araziyi, Büyükyağlı?da 6.500 dönüm araziyi birilerine satmaya kalktı. Köylü köyden çıkınca bu meralar kolayca el değiştirmeye başladı. Türkiye?de orman arazileri satılıyor. İpotekle araziler el değiştiriyor. Yavaş yavaş vatan toprağı elden gidiyor. Kara para aklayanlar, yer altı dünyasının baronları bu mühendislik ile ülke toprağını el değiştiriyor. Kuş gribi ve domuz gribi olayları bunlarla bağlantılıdır. Milleti uyuşturmak istiyorlar. Ben millete şunu söyledim. Aşı ile kanlarımız ve genetik şifrelerimizi götürdüler. Bağışıklık sistemimizin nasıl olduğunu biliyorlar. Her yer de kan gövdesi götürüyor. İran ve Türkiye sınırda. Batılı güçlere direnmeyecek bir toplum istiyorlar. Amerikalı Suriye?ye girmişse, kendinde gücü bulamayan Türk aman banane deyip geri adam atar. Toplumun milli düşünen, direnen güçlerini de Silivri?de tepesine vura vura Balyoz, Ergenekon diyerek, tüm donanmanın komutanlarını içeriye attılar. Donanma nerde lazım, Akdeniz?de. Akdeniz şimdi kan gölü, Bu büyük bir mühendislik. Büyük Ortadoğu projesi büyük bir mühendislik hareketidir. Bu bizim Başbakanımız soyunu avlatan bir kınalı kekliktir. Avcının kurduğu tuzaklara kendi milletini feda ediyor. Bugün Libya Başbakanının çocukları öldü. Hiç mi sıkıntı duymuyorsun Başbakan.  Birileri ölürken birileri seviniyor. Teröristi besleyenler, terörün kendilerini vurduğunu elinde sonunda görürler. Biz Türkiye?de barış ve kardeşlik istiyoruz.  Davos?da ?One Minute? diyenler, Irak?ta bir milyon iki yüz bin kişinin öldürülmesine, yüz binlerce kadının ırzına geçirilmesine eş başkanlık yaptılar. siz nasıl Müslümanız. Hani bir kişiyi öldüren, bütün insanlığı öldürüyordu. Bu bela inşallah 12 Haziran?da bizden uzaklaşır. Halk isterse uzaklaştırır. Yoksa hepimiz vebal altındayız. Biz meselelerimizi iyi anlatamamak ile, halk da görevini yapmamaktan dolayı büyük vebal altındadır. Allah Türk milletini korusun. AKP gidiyor ve iktidar olmayacak. 12 Haziran?dan sonra AK Parti olmayacak.


1

Ahmet Önal Hızlı Başladı

2

Erdoğan; Mehmet Kardeşimi Kucaklıyorum

3

Kırıkkale’nin Milli Şahsiyeti Hiçbir Şeyle Ölçülemez

4

Romanlar’dan Saygılı’ya Tam Destek

5

Saygılı : Sivil Toplum Örgütleri Bizim İçin Kıymetli

6

Ulusoy; 900 Araçlık Otopark Yapacağım

7

Baran; Saygılı'nın Yanındayız